Sayfiye
Hafiflik Hayali
Derleyen : Tanıl Bora
Cumhuriyet Kitap Ekinde bu kitapla ilgili yazıyı okuyunca eşim
ilgilenmişti.Kendi çocukluğunda Caddebostanda her sene tutulan
müştemilat evlerde geçen yazlardaki ortak sayfiye duygusu yüzünden.
Kitabı önce o okudu,ben tatile gidişi bekledim,başlamak için.
Bazı kitapları okumanın uygun zamanı ve mekanı var sanki.
Edebiyatta sayfiye, tarihçe gibi bazı bölümler bana fazla uzun geldi.
Kitapta 23 yazarın kaleminden -nerede kaldı kalem
artık, bilgisayarından mı desek :) değişik yerler üzerine
yazdıkları var.''Sayın Kamp Sakinleri...''Murat Daltaban,
''Ne aceleniz var,adadasınız...'' Feridun Düzağaç,
Erken Cumhuriyet döneminde Yalova ve
Atatürk, Akçakoca- biraz hüzünle karışık-,kampta,yaylada
geçen çocukluk gençlik zamanlarını anlatan diğer yazarlar...
Özellikle sevdiğim yazı Gaye Boralıoğlu'nun, çünkü onunla
Marmara Adası ve Çınarlı köyüne ait çok eski yıllara gittim.
Belki 40 sene önceye.Güzel koruk suyu,çiğ börek,babamın
mezattan aldığı balıklar,midye ,pavurya,ayna,
dev çınar ağaçlarının altı,boyalı küçük deniz minarelerinden
kolyeler,kekik.En son 2000'de gittiğimizde
o tadı bulamamıştım.
Boralıoğlu şöyle diyor : Zihnimde bu güzel adaya dair kalan
kokuların ya da görüntülerin benzerleri her zaman benim için
daha baştan avantajlıdır.Çocukluğu sayfiyede geçmiş hemen
herkes için bunun böyle olduğuna , dönemin tatlı anılarını zihnin
daha büyük bir özenle muhafaza ettiğine eminim.
Aynı ortak duygudaşlığı şehirden sahil kasabasına gelip yerleşmeyi
anlattığı satırlarda da buldum.Tesadüfe bakın ben bunları
Datça'dan dönerken yolda okuyorum. Balıkaşıran,Betçe,
Datça civarı ,badem ağaçları geçiyor.
*
Sonra İstanbul'u bırakıp
Ayvalık' a gelişimiz,benzer duygular var...
Çalış-öğün-öğüt-tüket çemberinin dışında bir hayat mümkün mü ?
'' Olur, gider!''
... Elbette ki özellikle gelip geçici tatilcilerin bir an evvel
eğlenme arzusu,çalınmış bir zaman aralığından olabildiğince
çok faydalanabilmek için arsızca tüketme arzuları,
kıyıların,restoranların zaman zaman işgal edilmiş görüntüsü
vermesi can sıkıcı.Ne var ki, bunların geçici olduğunu bilmek,
manzarayı biraz uzaktan hafif bir tebessümle izlemeyi mümkün kılıyor.
Yapraklar yavaş yavaş dökülmeye başladığında ,
güneşin rengi turuncuya doğru dönerken,kuzey rüzgarlarıyla birlikte
tatilciler evlerine doğru yola çıkarlar,
şezlonglar toplanır,şemsiyeler kapanır....
Her yıl birkaç kişi baştan çıkar kalmaya karar verir...
Hafiflik Hayali
Derleyen : Tanıl Bora
Cumhuriyet Kitap Ekinde bu kitapla ilgili yazıyı okuyunca eşim
ilgilenmişti.Kendi çocukluğunda Caddebostanda her sene tutulan
müştemilat evlerde geçen yazlardaki ortak sayfiye duygusu yüzünden.
Kitabı önce o okudu,ben tatile gidişi bekledim,başlamak için.
Bazı kitapları okumanın uygun zamanı ve mekanı var sanki.
Edebiyatta sayfiye, tarihçe gibi bazı bölümler bana fazla uzun geldi.
Kitapta 23 yazarın kaleminden -nerede kaldı kalem
artık, bilgisayarından mı desek :) değişik yerler üzerine
yazdıkları var.''Sayın Kamp Sakinleri...''Murat Daltaban,
''Ne aceleniz var,adadasınız...'' Feridun Düzağaç,
Erken Cumhuriyet döneminde Yalova ve
Atatürk, Akçakoca- biraz hüzünle karışık-,kampta,yaylada
geçen çocukluk gençlik zamanlarını anlatan diğer yazarlar...
Özellikle sevdiğim yazı Gaye Boralıoğlu'nun, çünkü onunla
Marmara Adası ve Çınarlı köyüne ait çok eski yıllara gittim.
Belki 40 sene önceye.Güzel koruk suyu,çiğ börek,babamın
mezattan aldığı balıklar,midye ,pavurya,ayna,
dev çınar ağaçlarının altı,boyalı küçük deniz minarelerinden
kolyeler,kekik.En son 2000'de gittiğimizde
o tadı bulamamıştım.
Boralıoğlu şöyle diyor : Zihnimde bu güzel adaya dair kalan
kokuların ya da görüntülerin benzerleri her zaman benim için
daha baştan avantajlıdır.Çocukluğu sayfiyede geçmiş hemen
herkes için bunun böyle olduğuna , dönemin tatlı anılarını zihnin
daha büyük bir özenle muhafaza ettiğine eminim.
Aynı ortak duygudaşlığı şehirden sahil kasabasına gelip yerleşmeyi
anlattığı satırlarda da buldum.Tesadüfe bakın ben bunları
Datça'dan dönerken yolda okuyorum. Balıkaşıran,Betçe,
Datça civarı ,badem ağaçları geçiyor.
*
Sonra İstanbul'u bırakıp
Ayvalık' a gelişimiz,benzer duygular var...
Çalış-öğün-öğüt-tüket çemberinin dışında bir hayat mümkün mü ?
'' Olur, gider!''
... Elbette ki özellikle gelip geçici tatilcilerin bir an evvel
eğlenme arzusu,çalınmış bir zaman aralığından olabildiğince
çok faydalanabilmek için arsızca tüketme arzuları,
kıyıların,restoranların zaman zaman işgal edilmiş görüntüsü
vermesi can sıkıcı.Ne var ki, bunların geçici olduğunu bilmek,
manzarayı biraz uzaktan hafif bir tebessümle izlemeyi mümkün kılıyor.
Yapraklar yavaş yavaş dökülmeye başladığında ,
güneşin rengi turuncuya doğru dönerken,kuzey rüzgarlarıyla birlikte
tatilciler evlerine doğru yola çıkarlar,
şezlonglar toplanır,şemsiyeler kapanır....
Her yıl birkaç kişi baştan çıkar kalmaya karar verir...
o zaman okumayayım ben bu kitabı :)) hayalim 4-5 yıl içinde özellikle ege kıyılarında bir yere yerleşmekken ve çok özlüyorken :)
YanıtlaSilAlanay , zamanı gelince umarım gerçekleştirirsin, sevgilerimle :)
YanıtlaSil