Kapak tasarımı iyi bir fikir, Ara Güler'in bir fotoğrafının üzerine kitaptan başlıklar... |
Ben çocukken sokaktan omuzlarında sırıklarıyla geçen
yoğurtçuları hayal meyal hatırlıyorum.Sonra kış geceleri
uzaklardan gelen bozacıların seslerini.
Orhan Pamuk, son romanında bir bozacının hayat hikayesini
ve beraberinde İstanbul'un 1960' lardan 2012'ye kadar
yaşadığı kentsel ve toplumsal değişimleri anlatıyor.
Diğer romanlarından bazı ortak noktaları bunda da görmek
mümkün.Hüzün,oryantalist öğeler,
ayrıntıların fazlaca verilmesi,karanlık sokaklar,
sokaklarda bir kadının hayalini aramak.
(Hatta Pamuk'un senaryosundan,
Ömer Kavur'un çektiği ,Zuhal Olcay'ın oynadığı
Gizli Yüz filmi şimdi aklıma geldi.)
*
Mevlut adında bir bozacının yardımıyla ,
bu sefer fakir yoksul bir dünyaya bakıyor.
Kahramanları da farklı bakış açılarıyla yaşananları anlatıyor.
*
Orhan Pamuk romanlarını, yarıda bırakanlar için
bitirebilecekleri bir roman bu diyebilirim.
Romanın 6 yıl kadar bir hazırlık kısmı
olmuş, kendi ve asistanları İstanbul'da
bozacı,yoğurtçu gezip,bilgi almışlar...
Aşırı detaylar, özellikle elektrik tahsilatçılarının notları
bana göre fazla uzun tutulmuş, buna karşılık bazı toplumsal
olayların yansımaları yeterince değil gibi .
*
Şöyle bir yorum gördüm, '' Orhan Pamuk Kafamda Bir
Tuhaflık'la yazarlığında bir çemberi tamamlamış ve '' Cevdet
Bey ve Oğulları'na dönmüş '' Bu sözü anlayabilmek için ilk fırsatta
o romanı okumalıyım.Elimde hazırda, Masumiyet Müzesi var,
okumadığım....
Kısaca romanı toparlarsam, bir aşk öyküsü ile
yine bir ailenin tarihçesi ve İstanbul'un değişimi...
Ne yazık ki , bir şehrin şekli şemaili
Bir insanın kalbinden çok daha hızlı değişir.
Baudelaire, '' Kuğu''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim.
Blogda görülmesi biraz zaman alabilir.